3 Kasım 2014 Pazartesi

16buçuk

        Kuzeyin gelişim yazılarını aksatıyorum epeydir,yazın kurtlugiller olarak dışarıdan içeri girip bilgisayarın başında oturup yazma imkanım pek olmadı ama artık kış gelip kabuğumuza çekildiğimize göre daha sık yazabileceğim demektir :)

        Kuzey pinçosu 16,5 aylık bir bebek artık,bebek dediğime bakmayın bana göre bebek ama artık çocuk olma yolunda ilerliyor. Beden dilimiz gayet güzel,elimden tuttuğu gibi istediğini yada istediği yere götürerek derdini çok güzel ifade ediyor :)) Dil gelişimi de bence fena değil, çoğu hayvanın isimlerini taklitlerini yapıyor,acıktığında meytin(zeytin) ve miniir(peynir), susadığında(gu) diye ağlıyor,aç diyor,kapa diyor,'arabaa arabaaa' diye bir şarkı tutturdu bu aralar sürekli onu mırıldanıyor,yemeğini çok beğendiyse parmaklarını birleştirip nefis işareti yaparak elini sallıyor ve bizi bitiriyor,nihayetinde karşılıklı olarak o benim dilimi öğrenmeye çalışıyor ben onun dilinden anlamaya çalışıyorum derken zaman hiç yavaşlamadan ilerliyor. Kuzeye kendine zarar vereceği bir şeyleri üzerinde deneyerek ona anlattığımda bir daha asla dokunmuyor, mesela çaya hafifçe elini değdirdiğimizde bir daha asla çaya dokunmuyor,çayı gösterip işaret parmağını sallayarak tttssss diyor :)) aynı işlemi bayramda köydeki evimizde yanan soba içinde uyguladık,hafif sıcağı hissettikten sonra asla sobaya yaklaşmadı. Bayramdan sonra ankaraya geldik ve siz deyin hava değişimi,ben diyeyim ortalıkta dolanan virüsler geldi paçamıza yapıştı. Önce kuzeyi sonra beni onlarla savaşmak zorunda bıraktılar. Gecenin köründe ateşini düşürmek için verdiğimiz uğraşlar, annee diye sarılarak ağlayıp içimi parçalaması, şurup içme savaşları(ilk başlarda savaşarak ama sonraya doğru kaçarı olmadığını anlayan kuzişe 'bunu içmek zorundasın kuzey' dediğimizde tıpış tıpış ağzını açması :)),sönük bakan gözleri güldürmeye çalışan bir baba ve uydurmasyon hikayelerin yazarı bir anneden ibaretti hastalıklı günlerimiz. Şükür şimdilerde iyiyiz ama bir anne-baba için en berbat durumlardan biri yavrusu hastalıkla boğuşurken çaresiz kalması. Her anne baba gibi bizde devamlı keşke onun yerine ben hasta olsam,ona hiç bir şey olmasa deyip durduk!


        Küçük beyimiz artık iyi, Devamlı gezenti halde olduğumuzdan o da tatillerde bizimle , eve gelince odasında ikilemi yaşamasın diye odasında yatırma fikrini ertelemiştik. Artık tatiller bitti ve bu fikri gerçeğe dönüştürmeye başladık. Şimdilik her şey yolunda görünüyor,tek yolunda olmayan bir sorunumuz var o da üzerinde yorgan tutmaması. Mümkün değil yani biz başaramadık artık pes ettik! Üstüne yorganı örttüğümüzde çığlık kıyamet,sevmiyor yorganı çoğu çocuk gibi! Uyku tulumu olarak ise ayak kısımları etek şeklinde olanı var ama deli kuzeytonun enteresan uyku pozisyonlarını o tulum engellediği için ondan da nefret ediyor kendileri. Artık son bi çare ayaklı tulum bakacağım pinçoya. Her türlü öneriye de açığım bu arada?

 Canımız sıkıldıysa dışarısı da soğuksa bizde babamızın traş köpüğüyle oynarız :)

Baksanıza şunlara,ikiside benim canlarım...

      Birde ayımız var bu aralar vazgeçemediğimiz. Gece şurubunu içirmek için kaldırdığımda bile tek göz kapalı tek göz açık "ayıııı ayııı" diye sayıkladığı,ayısına sarılırken yüzünde gülücükler açan bizimde sarılmamız için bizi çekiştiren,sabah-akşam her daim vazgeçemediğimiz favori oyuncağımız bir ayı var hayatımızda.Hatta daha dün sabah 2 yaş sendromuna saydığım koca ayıyı kapıya kadar sürükleyip sonra bana aççç diye ağlaması,ayıyla dışarı çıkcakmış hemde boyundan 2 kat büyük ayıyla :)) Yani 2yaş sendromlarımız ufak ufak baş göstermeye başladı. Şimdilik fazla sıkıntıya girmeden atlatıyoruz inşallah daha çetrefilli bir hal almaz diye dua ediyorum... Bu arada ayı sevdamıza Barış Mançodan ayı şarkısı da eklendi, her sabah kahvaltımızı ayı, arkadaşım eşşek ve domates biber patlıcan eşliğinde yapıyoruz ;)

Volkanın yıllar önce üniversitedeyken bana aldığı hediye,şimdilerde kuzeytonun favori oyuncağı sevgili AAYIII

       Anlatacak çok şey var ama uzun uzun yazıp sıkıcı olmak istemiyorum,en kısa zamanda yine görüşürüz genşler... öptük,bay... ;)