kuzey etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
kuzey etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

25 Mayıs 2014 Pazar

OnBirAy

               El bebek,gül bebeğimin yaşına girmesine 1 aydan az bir zaman kaldı. Geçen sene bu zamanlar karnımdan önümü göremez halde yus yuvarlak şeklinin insan üstündeki tanımına birebir uyarak gezmelerden de geri kalmayarak fink atıyordum :) Maksimum 2 hafta var diye hayaller kurarken kocişle, bizimki "canım ne zaman isterse o zaman gelirim" diyerekten epey bir rötarlı gelmişti. Hepsi sanki dün gibi... Canım oğlum her gün anlatılmaz yaşanır kelimesinin dibini görüyorum seninle,yaptıklarınla ve bize yaşattıklarınla... İyi ki varsın...






            Kuzeyto da halen yürüme gayreti var birtakım atraksiyonlara da giriyor,tam anlamıyla yürüse zaten yerli yerinde bir şey bırakmayacağının sinyallerini şimdiden bize fazlasıyla veriyor. Oyuncaklar pek cezbetmiyor mutfaktaki plastik kaplar kadar yada çekmecelerdeki ıvır zıvırlar kadar. Oyun parklarıyla daha bilinçli olarak haşır neşiriz bu sıralar. Park gördüğünde eliyle gel gel yapıyor :) Ne yaparsam nasıl konuşursam fotokopi makinesi misali alıyor her şeyi, eskiden biz yemek yerken oyuncaklarıyla oynardı şimdilerde onsuz masada lokma geçmiyor boğazımızdan(duygusal anlar) şaka şakaa lokma yedirmiyor diyelim biz ona :) illa o da tadına bakacak,kendi kendine yeme isteği tavan yaptı, bu alışkanlığı kazanıyor sanırım. Birde şu sıralar balkona çıkıp aşağıda oynayan çocuklara cırlıyor "aaa aaaa" diye :)) kendi kendine yataktan inme çalışmaları yapıyor, bazen başarılı bazen yardımlarımızla. Bu ay bir sinirdir anlayamadım gitti. Pek agresif beyefendi, "iki yaş sendromu" için erken (1,5 ila 3 yaş arasında görüldüğünü söylüyor uzmanlar)  ama bu neyin siniri bu neyin kafası anlamış değilim? İstediği bir şeyi yapmadığımızda yada kendine zarar verebilecek bir şeyi engellediğimizde sinirleniyor, onu yapmak için inatlaşıyor,daha da üstelersem o sinirle eliyle kendi ağzına şap şap vuruyor( pinço kişisi burda kendi cezasını kendi veriyor kanımca ((: ) sinirini alamazsa kafayı ağzı etrafındaki sert bir şeylere vurup canını yakıp daha da çok ağlıyor. Bunu birkaç kez tekrarladı o anda en iyi çözüm istediği şeyi unutturup, ilgisini başka bir şeylere kaydırmak oluyor. Şimdilik işe yarıyor ama bana öyle geliyor ki bu pinçoyla bizim çok işimiz var...





               Bu arada 19 Mayıs tatilini fırsat bilip kısa küçük bir kaçamak yaptık,Sevdiğimiz arkadaşlarımızla güzelce deşarj olup döndük, bir Nurgül atasözü der ki "kötü tatil yoktur,kısa tatil vardır" Ehhh yaz sezonunu açtık, malum geçtiğimiz yıldan çok eksiğimiz var o yüzden bu sene tatilin dibini görmek istiyorum. Kuzeyto tatil bebesi,tatil için doğmuş adam,anasıyla babası kılıklı, hep havuzda yüzse,cimlerde yayılsa,parkta oynasa,lobide restaurantta havuz başında sürünüp otelin temizlikçi ihtiyacını karşılasa, anasıyla babasıyla hamama girse, amfitiyatro da gösterileri izlese ondan mutlusu yok :) Pinçomuz ilk defa dondurmayla da tanıştı, hiç sevmedi,eliyle itti ağzını kitledi, yemicem diye yüzünü yana çevirdi demeyi isterdim lakin sanki 11 aydır bu tadı bekliyormuşcasına elimizdeki dondurmaya saldırıp durdu,tabi ki aklı ermeye başladıkça yemek isteyecek o zaman da evde yapılan dondurmalar ilk tercihimiz olacak. Galiba ben yedirmek için ondan daha çok meraklıyım dondurma yapmak için kaplarımız bile hazır, hadi o zaman tam sıcak yazlar gelsin :) 
 




                   Kuzey ve gün içinde yaptıkları,hayran bıraktıkları,üçkağıtlıkları o kadar çok ki anlatmakla bitmez,11 ayın özeti böyle geçti, sırada İLK YAŞ var,heyecan var,hazırlıklar var... Öperiz bizi sevgiyle takip eden ailelerimizi,arkadaşlarımızı ;)

4 Mayıs 2014 Pazar

Diş Partimiz

           Kuzeytonun diş partisini yaptık. İlk partimiz olması nedeniyle tüm detayları önemliydi. Her şeyiyle ayrı ayrı uğraşmak hem yorucu hem de büyük bir zevkti benim için. Tabi annem ve kayınvalidemin destekleriyle her şey istediğim gibi oldu. Onlar olmasa bu kadar yükün altından bir başıma kalkamazdım,onlara en kocamanından teşekkürler ;) 
               Partimizi kendi aramızda sevdiğimiz arkadaşlarımızla birlikte yaptık,bizim bu güzel günümüzü şenlendirdikleri için hepsine ayrı ayrı teşekkür ederiz,sırada doğum günümüz var fazla vakit kaybetmeden hazırlıklara ufaktan ufaktan başlayalım o zaman ;) Diş partimizden fotoğraflarla boğulmak isterseniz buyurun  ;)


  Kurabiyeler benim eserim :)

 Kuzeyin diş hediyesi lavanta keseleri,keseler anneciğimin ellerinden süslemeler benden ;)



 Pastayı da ellerimle yaptım,üstünde ki kuzey bebeği ise becerikli bir arkadaşım yaptı ;)



 Ponpon kuzeyto :D






 Kuzeyto eceyi haam yapacakmış :D





 Kızlar şeyime ne taktınız :)

 Zuzu Sarpcık çok balsın ;)


 Ananiisi dişten yastık bile yaptı oğluşuna ;)


 Oyyy öpmekten bitirecek beni bu teyzecikler







24 Şubat 2014 Pazartesi

Sekizinci Ay

           Rutin kuzeyin ay yazılarına tabi ki devam... Oğluşum artık sekkiz aylık oldu :)) Sosyalleşmenin dibine vurduk bu ay. Dış dünyaya tamamen hakim bir birey o. Lakin hala annesi olmadan oyun oynamayı sevmeyen bir oyuncukuş. Birlikte saatlerce oynayalım,ilgisini çeken şeyler yapalım, odalarda beraber emekleyerek fink atalım, hikayeler anlatayım gerçek saçma fark etmez, o abartı mimiklerimle ali babanın çiftliğini masala dönüştüreyim o da ağzı açık beni dinlesin,parka gidelim salıncakta sallanıp mayıştıktan sonra kaydıraktan kaydırırken kikir-kikir gülüp uykusunu açalım,hep bir şeyler yapalım ama yeter ki beraber yapalım. Oyun halısının üstüne bırakıp wc ye gideyim diyorum onsuz o kapının ardında çok mühim bir şey yaptığımı düşünüp ağlayarak peşimden geliyor :)) Anlayacağınız bana rahat yok şu sıralar! Bazen çok ama çok bunaldığım doğrudur ama annelik işin içine girince sabırsızlığım törpülenmiş bulunmaktadır.


              Kuzeyto artık emeklemiyor,koşarak emekliyor :) Dizlerinin üstünde durmayı seviyor. Koltuk kenarlarından tutup ayağa kalkıyor ve sıralıyor koltuğun bir ucundan diğer ucuna. Ama hala dengesini tam anlamıyla sağlayamıyor. Bundan mütevellit düşüp kafamızı vurmadığımız gün yok. Çok üzülüyorum,elimden geldiğince korumaya çalışıyorum ama anlık kollamadığımız da bir vukuat muhakkak oluyor. E artık çocuk bu düşe kalka büyücek diye teselli ediyoruz kendimizi, Allah büyük kazalar göstermesin inşallah. 




              Kuzeyin gelişimi gayet güzel maşallah,yürümeye hevesli böyle giderse erken yürüyecek diye düşünüyoruz tabi belli de olmaz. Yürüteci çok faydalı bulmadığımız için almadık biz kuzeye, doktorumuz da tavsiye etmedi zaten. Bize sürpriz yapıp yürüteç alan dedemiz birkaç hatıra pozundan sonra geri vermek zorunda kaldı. Belki benim içim biraz rahatlık olabilirdi ama emekleme-sıralama-yürüme evrelerini kendi başına yapsın istiyorum. Bunların dışında kuzey pepeye bayılıyor, çok fazla tv izletme taraftarı değilim ama bazen yemek yeme seanslarımız sıkıntıya girdiğinde baktık ki pepe kurtarıcımız oluyor o zamanlarda pepeyi izliyoruz ve kaşıklar ardı ardına giriyor açık ağzından içeri :)) Kuzum artık ab-ba, ba-ba gibi birkaç heceyi söylüyor. Buradaki ba-ba hecesini bilinçli yapmasa da her deyişinde "babaan kurbaaan olsun sanaaa" sesleri yükseliyor birilerinden :)) Her bebek gibi kucağı seviyor, özellikle babası otururken kucağındaysa ve bende oturur vaziyetteyken çağırıyorsam gelmiyor,hemen kafasını çeviriyor başka yöne. Ama birde ben ayağa kalkıp 'gel' diyeyim hemen atlayıveriyor kucağıma,kendileri biraz uyanık olurlar da ;) 
              Havalar öyle güzel gidiyor ki sevinsek mi üzülsek mi bilemedim. Ama böyle güzel giderse yazın suya hasret yaşayacağımız kesin :( Bulmuşken böyle güzel havaları bari tadını çıkaralım diyorum ve her gün parka götürmeye özen gösteriyorum kuzuyu. Park arkadaşları bile var oğlumun :)






                  Bu aralar kuzeyin sabah enerjisi tavan yapmış durumda. Sabah uyandığında babası aramıza koyuyor pinçoyu, beyefendinin en büyük zevki annesinin saçlarını ,özellikle de şakaklarındaki ve ense kısmındaki saçlarını iki üç tel tutarak çekmek. Birileri bu işkence yöntemini bilhassa öğretti mi diye düşünmüyor değilim artık :) Onun dışında sabah kahkahalarıyla oyunlarıyla güne başlamak harika bir duygu. Sırtım dönükse tepeme çıkıp yüzüme bakıp gülmesi, çak bir beşlik deyince elime çakması, 'ay adam nerede' deyince odasındaki ay adamlı lambasına bakması bizim için şuan dünya meselelerinden önde geliyor ;) Ne çok anlatacak şey birikmiş, pinço büyüyor,büyüdükçe yaptıkları çoğalıyor,o zaman benimde böyle gevezeliğim tutuyor.


Hey milleet! Ben 8 aylık oldum :)) hani benim alkışım ;)