22 Temmuz 2013 Pazartesi

Bir Ay!

                        Bir ayımız bitti! Günler nasıl geçiyor anlamıyorum bile... Sağım solum önüm arkam KUZEY :) Her yer herşey kuzey! Bazen uslu,sessiz,gülücükler atan,arada agulayan bir bal lokması, bazende bizim sabır sınırlarımızı ölçen ağlayıp huysuzlanan bir zırtapoz oluyor kendisi. Öyle anlarda karnıma geri göndereyim diyorum,hoş boyumuz uzadı ama ayakları dışarıda kalabilir sorun olmaz :)) 
                       Bir aydır 7/24 mesaideyim. Aslında çocuk büyütmek çok büyük bir emek çaba istiyor birde o çocuğu büyütürken her kafadan çıkan seslere kulak vermek ayrıca yoruyor insanı... Her insan kendi akıl ve düşüncelerine göre büyütüyor çocuğunu. Herkesin çocuk büyütme/eğitme yöntemi farklıdır. "Öyle uyutma sallamaya alışır,öyle çok kucağa alma kucağa alışır, bu çocuk aç sürekli emmek istiyor..." gibi gibi o kadar çok yorum geliyor ki dışarıdan insan daha çok bunalıyor. Ben her zaman bebeğim ne yapınca mutlu olacaksa onun için hangi yöntem sağlıklı olacaksa onu yapmaktan yanayım ve öylede yapıyorum... Geçen gün çocuk doktorumuza gittik ve şunları söyledi;









               Bizde aynen öyle yapıyoruz efeniim... Herkese musmutlu bol uykulu günleeer :))



10 Temmuz 2013 Çarşamba

Bize bir haller olmuş :)

                       Annem hep "anne olunca anlarsın" derdi. Anne oldum ve artık ne demek istediğini gerçekten çok iyi anlıyorum. Ben çok rahat ve güzel bir hamilelik geçirdim. Bol bol dinlendim, bool bool uyudum( kuzeyden sonraki uykusuz günlerime inatmışcasına),bolca da gezdim. Canım ne istiyorsa onu yaptım... Huzurlu sakin bir hamileliğin ardından artık günlerin saatlerin nasıl geçtiğini anlayamadığım bir haldeyim. Gece gündüz kavramlarını yitirdim,çok yoruluyorum ama hepsine rağmen çok mutluyum,saçının telini hiçbir şeye değişmeyeceğim bir mucizeye sahibim. Ona bakmak,onu koklamak bütün yorgunluklara bedelmiş.


                      Kuzey bugün itibariyle tam 20 günlük,yarı kırkımız çıktı artık :) 20 gündür evimiz mis gibi bebek kokuyor,süt kokuyor,cennet kokuyor. Her şeyimiz, her günümüz o artık. 8. gün göbüşümüz düştü. Gezenti ailesi olarak 9. günde kuzeyi de kaptığımız gibi soluğu avm de aldık. Ondan beridir de gezmelerden geri kalmıyoruz. Minnoş oğlum dışarıya adımımızı atar atmaz uyuduğu içinde hiç sorun yaşamıyoruz şimdilik. Kuzeyle yapışık siyam ikizi modundayım. Annesini emzik niyetine kullandığı için pek ayrılamıyoruz. "Yedir,gazını çıkart,altını değiştir" 3 lüsünü başa sarıp sarıp tekrarlıyoruz :)) Oğluşumun banyosunu ise babasıyla beraber yaptırıyoruz her gün. Hem çok zevkli hem çok yorucu... Üşütmesin diye her şeyi çok çabuk yapmak zorunda olduğumuz için banyonun sonunda genelde kuzey rahatlamış misler gibi oluyor,biz  ter kan içinde yorgunluktan bitap düşmüş oluyoruz :) Bu arada Kuzey uykuya geçtiği saniyede volkanla evdeki hallerimiz de görülmeye değer! Evin içindeki işlerimizi halletmek için ışık hızıyla ordan oraya koşturan iki çılgın biz... Keza öyle saatlerce keyif yaparak yemek yeme serüvenlerimiz de son buldu,artık herşey çabuk çabuk olmak zorunda. Evet 20 gündür hayatımızda büyük değişiklikler var, Varsın olsun biliyorum hepsi geçecek... Biz şimdilerde bu zor ve güzel anların tadını çıkarmakla meşguluz... 

26 Haziran 2013 Çarşamba

Hoşgeldin KUZEY :)

                Saat gece yarısını çoktan geçmiş. Akşamdan beri devam eden 8-10 dakikada bir gelen düzenli sancılarım var. İşte oğlumla kavuşacağımız zaman çok yakın diyorum içimden. Bebeğim o kadar çok bekletti ki bizi her sancı sırasında seviniyorum adeta. Bize bir adım daha yaklaştığını hayal ediyorum. Gece boyunca sancılarım devam ediyor,dinlenip uyumam gerek yarın BÜYÜK GÜN diyorum ama sancı geldiğinde kıvranıyorum uyumam mümkün değil. Sabahı zor ediyorum. Annem,kayınvalidem ve kocacım tutuyoruz hastanenin yolunu. Arabada giderken aklımda binbir türlü düşünceler,dokunsalar ağlayacak haldeyim hem sevinçten hem endişeden...Hastaneye yatışım yapılıyor,muayene falan derken normal doğum için sancılarımın yetersiz olduğu ve suni sancı verilmesinin uygun olacağını konuşuyoruz doktorumla. Suni sancı verilmeye başlanıyor,hayatım boyunca çektiğim ağrıyı tarif edemeyeceğim o saatler başlıyor. Evde çektiğim sancılar yanında hiçbirşey. 2 saat dayanabiliyorum tekrar muayene hala normal doğum için ufacık bir ilerleme yok. Doktorumla  konuşuyoruz ve epidural sezeryana karar veriyoruz. Ben her ne kadar yürüyebilirim desem de beni ameliyathaneye götürmek için sedye geliyor :) Sedyeye yatınca kendimi kötü hissediyorum. Gözlerim annemde, çektiğim sancıların şiddeti aklıma geliyor kim bilir o beni doğururken kaç katı daha fazla acı çekmişti. Gözlerimden yaşlar boşalıyor. Eli elimde asansöre kadar uğurluyor beni. Canım kocam,canım arkadaşım nursel ve görevli ameliyathaneye gidiyoruz. Ameliyathanenin girişinde bekletiyorlar beni,içeride hazırlık yapılıyor. Kocacımı da hazırlamak için alıyorlar yanımdan. Yapayalnız endişeden,heyecandan uyuşuk beynimle bekliyorum. Doktorum yanıma geliyor güven veren gülüşüyle. Birden içime su serpiliyor. Oğlumla bizi birbirimize kavuşturacak bu adam diye hayranlıkla ona bakıyorum. "Çok korkuyorum" diyorum. O da gülerek "bende çok korkuyorum nurgülcüm,çok heyecanlıyım ilk sezeryanım" diyor, gülüşüyoruz :) 5 dakikalık bekleme sonrası işte giriyoruz ameliyathaneye. Epidural işlemleri yapılıyor.Gözüm volkanı arıyor, "seni hazırlayalım ondan sonra gelecek" diyor doktorum. İşte hazırım! Canyoldaşım da yanıbaşımda. Onun varlığı güç veriyor bana. Hayatımın her alanında olduğu gibi yine yanımda,yine bana destek. İyi ki evlenmişim onunla.,Allah iyi ki onu çıkarmış karşıma,binlerce kez şükürler olsun. Ve ameliyat başlıyor. Televizyonda bir şarkı " Biliyorum hiçbir anlamı yok, yokluğunda..." diyor. O an oğlum ve eşimi düşünüyorum...




         Doktorum karnında baskı hissedebilirsin işte oğlun geliyor annesi diyor. Heyecandan kalbim fırlayacak yerinden. Karnımda bir basınç ve ardından bir rahatlama... "Saat 13:02" diyor başımda bekleyen anestezi doktorum. Ve bir çığlık,bir yakarış hayatım boyunca kulaklarımdan gitmeyecek olan. "İşte ben geldim annecim" diyor sanki... Onunla birlikte ağlıyorum hüngür hüngür. Temizleyip getiriyorlar yanıma mis kokusunu içime çekiyorum. Doyamıyorum,hep benimle kalsın istiyorum ama götürüyorlar. Artık geçmeyen dakikalar başlıyor benim için. Oğluma tam anlamıyla kavuşmak için sabırsızlanıyorum. Odama çıkarılıyorum,onu gördüğümde tarifsiz bir duygu seli yaşıyorum. Allahıma binlerce kez şükürler ediyorum emanetini bize bağışladığı için, böylesine güzel yürekli bir eşe sahip olduğum için, her zaman yanımda olan ailemin varlığı için şükrediyorum.




               Oğlum 20 haziran 2013 saat 13:02 de 4050gr. 51 cm olarak dünyaya gözlerini açtı. Allahım onu bizsiz,bizi onsuz bırakmasın...

14 Haziran 2013 Cuma

41 Kere Maşallah!!!

                 Şaka gibi 41. haftaya girmiş bulunmaktayız... 41 kere maşallah bize :)) Sevgili oğlum ısrarla inatla annesinin karnından ayrılmak istemiyor. Bizse sabrın sınırlarındayız.Büyük bir merak ve heyecanla her gün gelmesini bekliyoruz ama her biten günün ardından yine gelmedi diye söylenip duruyorum :) Kuzeyin erken gelme ihtimaline karşı önceden gelen anneanne ve babaannesi gözümün içine bakıyorlar sancım var mı diye,3-4 günde bir gittiğimiz doktor kontrollerinde doktorum benim neşeli,enerjik halimi görünce "bugünde doğurmazsın sen" diyor,arayan arkadaşlar, aile fertleri herkes büyük bir merakla bekliyor kuzeyimizi... Oğlumun keyfi yerinde mi yoksa naz mı yapıyor anlamadık ama sabırsız bekleyişlerimiz her gün katlanarak büyüyor.Biliyorum ki o  alnına yazılmış olan günü ve saatini bekliyor,ne söylersek ne yaparsak nafile o nasıl istiyorsa öyle olacak.


                
                   Miadımız doldu geçiyor bile içeride kabuk bağlamadan sağlıklı bir şekilde aramıza gelip güneşimiz olman dileğiyle canım oğlum... :))

6 Haziran 2013 Perşembe

Kuzeyin Şekerleri :)

                 Aylardır evin bir köşesinde sürünen bebek şekerlerimizi tamamladım sonunda. Süslü bir anne olarak ellerimle süsledim oğluşumun hastane şekerlerini,şerbet bardaklarını...  Herşeyimiz hazır,hadi sende sağlıkla gel artık minnak oğluşum...





3 Haziran 2013 Pazartesi

Ve Doğum Yaklaşırken...

                       Şu son zamanlarda malum olaylar çok canımı sıkıyor.İçimden her ne kadar yazmak gelmese de malum son günlerim ve benim duygularımı,yaşadıklarımı yıllar sonra oğlumun okuması için yazmak zorunda hissettim kendimi. Tabi ne yazık ki şu içinde bulunduğumuz durumu düşünerek yıllar sonra derken bile yıllar sonra nasıl bir Türkiye olacak acaba korkusu içimi kaplayarak :( Bu kadar olaylara dışarıda yaşananlara kayıtsız kalmak nasıl bir mantıktır aklım almıyor. Marjinal grupların,siyasi partilerin dışında birde gerçekten birşeylerden rahatsız olan hiçbir parti mensubu olmadan tepkilerini eyleme dönüştüren büyük bir kesim var. Bunları ısrarla görmemek hiçe saymak ve küçük çocuk gibi bu kitlelerle inatlaşmak insanları daha da öfkelendiriyor. Yapıcı olmak, iyimser bir üslup kullanmak bir başbakan için bu kadar zor olmamalı bence... 
       Gelelim bize. Artık oğlumla aynı bedende geçireceğimiz son 10 gün... Heyecan,bekleyiş,sabırsızlık,korku,sevinç karmakarışık duygular içindeyim.Pek alınganım,pek duygusalım! Son 10 günümüz tabi bu son 10 gün içinde keyfinin istediği bir gün çıkıpta gelebilir kuzucum. Sürekli arkadaşlar,eş,dost,aile bireyleri arıyor,mesaj atıyor ne durumdasın?Gelmedi mi oğluşun diye? Ama henüz bizde herhangi bir doğum belirtisi yok. Etraf karışık ya oğlum biraz daha içeride kalmayı tercih ediyor sanırım. Bir haftadır oğluşumun babaannesi yanımızda bana destek oluyor,kendisi ebe olduğu için en büyük şansım galiba. İçim rahat o yanımda ya evde bile doğurabilirim artık :) Haftasonuna da anneannemiz gelecek.Sıkı sıkı tembihledim kuzucuğuma anneannen de gelsin ondan sonra istediğin gün ve saatte gelebilirsin diye bakalım beni dinleyecek mi  :)


                         Bu arada hani insanlar sabırsızlıktan çatlarlar ya, acaba ondan mıdır bilemedim (!) bende bu kuzucuk ne zaman gelecek diye beklerken son haftamda gerçekten çatladım...Çok üzülüyorum, şu zamana kadar ne güzel çatlaksız idare etmiştim ama karnımın birden çok büyümesinden sanırım onca güreşçi gibi yağlanmama rağmen çatır çatır çatlıyorum. Neyse napalım yapacak birşey yok, fedakar anne modunda kuzucuğumun gelmesini beklemekten başka. Şu son günlerimde belkide bir hamilenin en çok ihtiyaç duyduğu dualarınızı bekliyorum, ben ve oğlum için. 

25 Mayıs 2013 Cumartesi

Yönümüzü bulduk!

                 Ne zormuş insanın kendi evladına isim bulması,hele de bizim gibi iki kararsız ebeveyn olunca uzadıkça uzadı bu isim mevzusu... Aslına bakarsak biz bundan 9 yıl önce koymuştuk daha doğmamış bebeğimizin adını :) Şöyle ki ilk flört yıllarımızda bugünlerin hayalini kurar ve bir oğlumuz olursa adını Kuzey koyalım diye konuşurduk kocayla. Tabi ki 9 sene önce bu kadar popüler bir isim değildi. Hatta öyle ki bu sürede doğum yapan arkadaşlarımıza Kuzey koymayın biz koyacaz diyede takılırdık :) Gel zaman git zaman kuzey ismi epey tutuldu sevildi,çoğu yerde duymaya başladık.Olsun, dünyada tek kuzey isminde benim oğlum olmayacak ya illaki birileri bu ismi beğenip koyacak. Lakin şu Kuzey-Güney dizisi çıktıktan sonra birazda olsa hevesimiz kaçmıştı... Diziden etkilenip çocuğumuza isim koymuş olmak fikri hiç hoşumuza gitmedi.Ama 1-2 sene sonra belkide daha kısa bir zamanda bitecek bu dizi furyası yıllar sonra unutulup gidecekti. Önemli olan yıllardır içimize sinen aklımızda olan bir ismi şimdi bu sebeple kenara atmakta olmaz diye düşündük ve "Kuzey" koymaya karar verdik. Artık "bize her şey KUZEY" :)
                Kuzey sözlük anlamı olarak yön ifade ediyor olsa da bizim için bize çağrıştırdığı anlamı derin... Memleketimizi,çocukluğumuzu,sevdiklerimizi,hasretimizi herşeyimizi içinde barındıran karadenizi gösteriyor bize kuzey... Kısacası bizim için artık "Kuzeyin oğlu Volkan" tabusu yıkılmış yerini "Kuzeyin BABASI Volkan " almıştır :))
              Bu arada becerikli hatun kişisi benim annem,kuzeyinde anneannesi küçük beyimize çok güzel bir yastık hazırlamış.Biz ailecek bayıldııık... Kocaman teşekkürederiz ;)