25 Nisan 2014 Cuma

10

                10 Ay sanki 10 gün,10 ay sanki 10 yıl... Daha dün elimizde anakucağına koyup evimizin yolunu tutmuştuk. Ama sanki yıllardır da bizimleymişsin gibi... Minik pinçom büyüyor 10 koca ayı geride bıraktı... Bu ay artık çevreyle iletişimi süper. Özellikle dışarıdayken yanından geçen insanlara kendisine baktırana kadar gözlerini dikiyor. Herkese gülücükler saçmak en büyük vazifesiymiş gibi... Sanki herkesle tanışmalı,sanki herkesle oyun oynamalıymış gibi. Çocuk,bebek gördüğünde sevinç çığlıklarıyla yanına gitmeye çalışan kuzeyto; köpek,kedi,kuş gördüğünde hemen dokunmalı,sevinçten kahkaha atıp sevmeli. Böyle cana yakın olması çok hoşuma gidiyor, elimizden geldiğince ona zarar vermeyecek her şeyle haşır neşir olmasını sevmesini,sevgiyle büyümesini istiyoruz. Parka gittiğimizde etrafta koşturan bir sürü çocuk görünce deli oluyor. Ya elinden tutup yürütüyorum yada bırakıyorum yere kontrolüm altında emeklemesine izin veriyorum etrafımda "ayy,vayy,pislendi,mikroplandı" diyenlere kulağımı tıkayarak. Çünkü kuzey bunu yapmaktan son derece mutlu,elini silerim geçer,üstünü değiştiririm temizlenir ama o yaşadığı keyfi,özgürlüğü ona başka şekilde veremeyebilirim. Köpekleri yakından sevmek hoşuna gidiyor sahipliyse hiç çekinmeden haşır neşir olmalarına izin veriyorum, öyle ki geçen gün ellerini yalayan köpeğe attığı kahkahalar,mutluluğun ta kendisiydi bence. Evdeki çekmeceleri boşaltmaktan,ayakkabılıktaki ayakkabıları indirmekten zevk alıyor. Ne yani bu zevkten çocuğumu mahrum mu bırakayım? Artık evimin uzunca bir zaman derli toplu,yerli yerinde olmayacağını kabullendim,hevesini alana kadar etrafın dağınık kalması sorun değil.




               Pinço anlıyor artık,hem de çoğu şeyi. Topunu getir diyorum getiriyor, gel diyorum geliyor,gezmeye gidicez diyorum kapıya bakıyor. Top oynarken topu rastgele atıp tekrar peşinden gidip alıyor aynı şeyi tekrarlıyor devamlı.Top havuzunda ki topları tek tek bana veriyor veya tam tersi ben ona veriyorum "attıııı" yapıyoruz yine top havuzunun içine :) Yürümüyor halen ama ayakta 5-10 sn. kadar durabiliyor,dengeyi yavaş yavaş kurmaya başladı diyebilirim. Sabahları tepeme çıkıp burnumu ısırmaya çalışıyor, volkanda beni neden ısırmaya çalışmıyor diye kıskançlık krizlerine giriyor :)) Bu arada sokakta sıkça karşılaştığımız favori soru "kız demi?" veya "kız mı?" Hayır pembe de giydirmiyorum ama yine de çoğu kişi kız mı diye sorunca "hayııırr şeyini bile kestirdik essah heriif" dememek için zor tutuyorum kendimi :)) Erkek yanıtını alanların suratındaki mahcubiyete bıyık altından gülüyorum itiraf edeyim :)

Yüzmeye son hız devam

 Kuzeyto ilk 23 Nisanını parklarda temiz hava alıp köpeklerle ve çimlerle boğuşarak kutladı,seneye artık etkinliklerde boy gösteririz :)



               Nihayet aylardır yolunu gözlediğimiz hatta bi ara ümidi kestiğimiz dişleri 10. ayına 3 gün kala merhaba dedi. Öncelikle ters pinço yaptı yine yapacağını genellikle ilk olarak alt ön dişlerin çıkması beklenirken bizim üst ön dişlerimiz gelmeye başladı. Geldi gelmesine ama ne illet bi süreçmiş bu. Tüm yeme düzeni alt üst oldu,sevdiği şeyleri bile yemez oldu. Ne tıkıştırsam ağzına diye helak oluyorum her gün tabi ki o da inatla yemiyor. Yemek yemekten soğumasın diye çok ısrarcı da olmak istemiyorum ama bazen gerçekten açlıktan bayılacağını düşünüp kahroluyorum,inatlaşmam da sinirlerimi yıpratmaktan başka bir işe yaramıyor. Allahım çabuk geçsin şu illet dönem... Aslında doğum günümüz yaklaştığı için yapmamayı düşünüyordum diş partisini ama hadi içimde kalmasın kendi aramızda ufakta olsa bir kutlama yapalım dedim. Şu sıralar onun hazırlıklarıyla meşgulum...  İlkler her zaman özeldir,kendisinin dişti,doğum günüydü pek haberi olmasa da ileride fotoğraflara bakıp 'benim için annecim babacım neler yapmış' demesi bile yeterli. Allahım seni korusun tüm kötülüklerden bebeğim, hayırlı bir evlat olup çok sev beni ,babanı,ailemizi... tıpkı bizim seni çokça sevdiğimiz gibi ;)



7 Nisan 2014 Pazartesi

Dokuz'buçuk

           Dokuz'buçuk ayını geçti benim pinçom. Her geçen gün büyüdüğünü mimikleriyle elini kullanmasıyla bakışlarıyla her şeyiyle belli ediyor. Kapı gıcırtısı duymasın küçük pinço sallanmalar,el çırpmalar, eliyle tel sarar gibi ritm tutmalar hepsi var,allkışş kuzeye diyorum minicik yumak elleriyle alkış yapıyor kuzucum, annenin burnu nerede diyorum, işaret parmağıyla burnuma dokunuyor, gözüm nerede diyorum bazen gösteriyor bulamazsa da kopya verip iki göz kırpıyorum gözümü buluyor :) 


          Ses taklitçiliğine başladı artık, oyuncağından çıkan meee sesini eeee diye cırlayarak taklit ettiğini sanıyor yavrukuşum :)) Akranlarını görünce çok mutlu oluyor,gülücükler,dokunmaya çalışmalar,çok arkadaş canlısı oğluşum...Artık paçam da koala gibi gezmemesi de bir güzel haber benim için. 


                Bu aralar banyoya takmış durumda,çamaşır makinesi çalışırken hem korkuyor hem de ısrarla izlemek istiyor,tuhaf bir ruh hali içinde pinço :) Çıplak olmak hala en büyük mutluluklardan biri onun için. Hele de heyecanla çığlık çığlığa bir kaçışı var görülmeye değer. Banyo yapmayı çok seviyor,bu beni çok mutlu ediyor,su kuşu olacak galiba anasıyla babası gibi. Hem epeydir planlarımızda olan yüzme derslerine de başladık nihayet amacım milli yüzücü yapmak değil elbette, suyu sevsin,hem fiziksel hem ruhsal gelişimine katkısı olsun,biraz da eğlenip mutlu olsun yeterli bizim için:)) İlerleyen zamanlar da suyun üstünde durup kendini kurtarabilirse de ne ala... 


         Kuzeyto deli uyuma yarışmasına katılsa açık ara birinci olur kesin diye düşünüyorum. Böyle deli uyuma olamaz herhalde. Yatırdığımız pozisyonun tam tersinde buluyoruz çoğu zaman kendisini. Üstünü  ise kapalı bulmak pekte mümkün olmuyor. 
             Her geçen gün farklı bir şeyler yaparak bizi şaşırtmaya devam ediyor canım oğlum, büyüdükçe ele avuca sığmayan bir minnoş oluyor kendisi.


            Tadının tarifi yok,kokunun tarifi yok,sevginin büyüklüğü anlatılmıyor, Allahım korusun seni tüm kötülüklerden,nazarlardan bebeğim...